Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların dil gelişiminde, geçirilen nitelikli zamanın etkisi tartışılmaz bir gerçektir. Çocuklar, iletişim ve dil edinim süreçlerinde farklı zorluklarla karşılaşsalar da, hedef odaklı etkileşimler bu süreci olumlu yönde etkiler. Kaliteli zaman geçirmek, sadece bir arada bulunmak değil, çocuğun bireysel gereksinimlerine göre şekillendirilmiş etkileşim fırsatları yaratmak anlamına gelir.
Söz öncesi dönemde olan, dokunsal uyaranlara ilgi duyan bir çocukla farklı dokulardaki nesnelerle oynayarak bu nesneleri adlandırmak veya göz temasını ,iletişimsel jestleri teşvik eden oyunlar oynamak, erken iletişim becerilerini geliştirebilir. Sözel ifadeler kullanan çocuklar içinse, günlük rutinlerde açık uçlu sorular sormak ve diyalogları zenginleştirmek, kelime dağarcığını ve cümle yapılarını destekler.
Dil gelişimindeki bu ilerlemeler, sosyal etkileşim bağlamında spontane yanıtlar üretme ve iletişimsel niyetlerin daha etkili bir şekilde iletilmesi gibi kazanımları da beraberinde getirir. Böylece, Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların sadece dil performansları değil, sosyal-duygusal gelişimleri de desteklenir. Kaliteli zaman, bu bağlamda, dilsel yetkinliklerin ötesine geçerek bütüncül gelişim için bir anahtar görevi üstlenir.